I. Dünya Savaşı

Genel Nedenler 

1. Fransız İhtilali 

Fransız İhtilali'nin getirdiği "ulsçuluk" ilkesi, Batı Avrupa'da ve Balkanlar'da birçok siyasi birliğin oluşmasına, yeni yeni devletlerin kurulmasına yol açtı. Bunlardan İtalya ve Almanya'nın siyasi birliğini sağlaması ve bir güç olarak ortaya çıkması, özellikler İngiltere'nin sömürgelerinin tehdit edilmesine neden oldu. Bu gerilim içinde Orta Avrupa, Balkanlar ve Orta Doğu'da yer alınca, genel bir savaşın belirtileri ve şartları ortaya çıktı. 

2. Sanayi Devrimi 

Dünyada üretim artışına yol açan bu ekonomik gelişme hammadde ve pazar kaynaklarının değerini de arttırdı. Dünya'nın ekonomik dengesini bozdu, ekonomik bakımdan gelişmiş devletler arasında siyasi gerilimler arttı. 

3. Doğu Sorunu (Hasta Adam Sorunu) 

Avrupalı devletler, her geçen gün zayıflayan ve kendi ayakları üzerinde duramayacak duruma gelen Osmanlı Devleti'nin hiç beklenmedik bir anda yıkılması halinde, bu devletin topraklarının ması konusunda, düna devletlerinin anlaşmazlığa düşeceğini ve bri savaşın çıkacağını düşünüyorlardı. Bunu engellemek için de, Osmanlı Devleti yıkılmadan onun topraklarının hangi parçasının, hangi devletin olacağının belirlenmesi gerekiyordu. 

Özellikle Almanya'nın 1870'de siyasi birliğini sağlayıp Osmanlı topraklarını ele geçirmek istemesi, Doğu sorununu tamamen açığa çıkarttı. Bu durum Almanya'ya karşı bir ittifakın kurulmasında başlıca etkenlerden biri oldu. İngiltere kendi sömürgesi olarak gördüğü Osmanlı topraklarının Almanlar'ın eline geçmesini engellemek için Fransa ve Rusya'yı da yanına çekmeyi başardı. 

I. Dünya Savaşı'nın Nedenleri 

Sanayi devletlerinin hammadde ve pazar ihtiyacının artması, Alman-İngiliz sömürgecilik yarışı, Rusların Pan-İslavizm politikasının Avusturya-Macaristan ve Osmanlı Devleti'ni tehdit etmesi, Fransa'nın, Almanya'dan Alsace-Loraine (Alsas-Loren)i geri almak istemesi Osmanlı Devleti'nin dağılma yolunda olması, İngilizlerin, Rusları Balkanlar'da serbest bırakması, Balkanlar'da yeni kurulan devletlerin sınırlarını genişletmek istemesi.

Almanya ile İttifak 

Almanya'nın savaşı kesin kazanacağı inancı İttihat ve Terakki Partisi yöneticilerinin Alman hayranlığı, Osmanlı Devleti'nin üzerindeki emelleri açık olan Rusya'ya karşı onun düşmanı olan Almanya'nın yanında yer almanın gerekliliğine inanılması, Osmanlı ordusundaki Alman askeri uzmanların devlet adamlarını etkilemesi.

Savaşın Başlaması 

Avusturya-Macaristan veliahtı Franz Ferdinand, Haziran 1914'te, Saray-Bosna'da, bir Sırp fanatik tarafından öldürüldü. 

Avusturya-Macaristan İmparatorluğu 28 Temmuz 1914'te Sırbistan'a savaş açtı. 

Rusya'da Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'na savaş açtı. 

Almanya 1 Ağustos 1914'te Rusya'ya, 3 Ağustos'ta Fransa'ya, 4 Ağustos'ta da Belçika'ya savaş açtı. 

İngiltere'de Almanya'ya savaş açtı. 

Osmanlı Devleti'nin Savaşa Girmesi 

Almanya ile gizli bir ittifak anlaşması yapıldı. 

Genel seferberlik ilan edildi. 

Mebuslar Meclisi kapatıldı. 

Kapitülasyonlar kaldırıldı. 

İngiliz donanmasından kaçan Goben ve Breslav adında iki Alman savaş gemisi İstanbul'a sığındı. 

Osmanlı Devleti gemileri satın aldı. Bu gemilere Yavuz ve Midilli isimleri verildi. Gemiler Karadeniz'e açılıp, Rusya'nın Odessa ve Sivastapol limanlarını bombaladı. Bunun üzerine, Rusya, 1 Kasım 1914'te Osmanlı Devleti'ne savaş ilan etti. 

İngiltere, Mısır ve Kıbrıs adasının İngiliz toprakları olduğunu ilan etti. İngiltere; Süveyş Kanalı'nı, Mısır'ı, Doğu Akdeniz'i ve İran Körfezi'ni savunmak için bu bölgelere asker sevk etti ve Birinci Dünya Savaşı çok geniş bir alana yayıldı. 

Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı Cepheleri 

Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'nda bir çok cephede savaşmıştı. Bunlar daha çok, ya Almanlar'ın isteği sonucu veya Osmanlı savaş taraftarlarının geçmişte kaybedilen toprakların geri alınabilmesi amacıyla açılmıştı.

Taarruz Cepheleri 

Kafkas Cephesi 

Kafkas Cephesi Ruslara karşı Aralık 1914'de açıldı. Cephe komutanı Enver Paşa'nın komuta ettiği 150.000 kişilik ordudan 100.000'i soğuktan donarak öldü. Bunun üzerine Ruslar, Erzurum, Muş, Bitlis, Trabzon ve Erzincan'ı ele geçirdiler. Çanakkale zaferinden sonra bu cepheye atanan Mustafa Kemal, 1916 yılında Muş ve Bitlis'i kurtardı.

Kanal Cephesi 

Süveyş Kanalı'nı ele geçirip, İngilizlerin sömürgeleri ile olan bağlantısını kesmek için açılan bu cephe, Almanlar tarafından planlandı. Sonuçta 1916 yılında Osmanlı ordusu yenildi ve İngilizler Sina Yarımadası'nı ele geçirip Suriye'ye kadar ilerledi.

Savunma Cepheleri 

Hicaz Yemen Bu cephede İngilizler'in kışkırtması ile Araplar isyan etti. Mekke Emiri Hüseyin isyanın başına geçti. Sonuçta, 1916 yılında Hicaz elimizden çıktı ve Yemen bağımsızlığını ilan etti.

Irak 

İngilizler savaşın başında Basra'ya asker çıkardılar. Çünkü; bu bölgenin petrolüne sahip olmak istiyorlardı. Ayrıca Türklerin İran'a girmesini ve Hindistan'ı tehdit etmesini engellemeye çalışıyorlardı. Diğer yandan karayolu ile Rusya'ya ulaşmayı da amaçlıyorlardı. Osmanlı ordusu 1915'de Kutülamare'de İngilizleri yendi. Ancak İngilizler daha sonraki yıllarda bu cephede başarılar elde etti.

Suriye ve Filistin 

Bu cephede Mustafa Kemal'in komuta ettiği 7. ordu, Yıldırım Orduları Grubu ile birlikte Halep'in kuzeyinde düşmanı durdurmayı başardı. Daha sonra buradaki Yıldırım Orduları'nın başına Mustafa Kemal Paşa atandı.

Çanakkale 

Çanakkale Cephesi, 

İngiltere ve Fransa'nın Osmanlı Devleti'nin savaşa girmesi üzerine Boğazları ele geçirebilmek amacıyla açıldı. 19 Şubat 1915'de Kumkale ve Seddülbahir'e İngiliz ve Fransız gemilerinin saldırısı ile açılan Çanakkale Cephesi, kara ve deniz savaşları olmak üzere iki safhada gerçekleşmişti.

Çanakkale Savaşı 

İngiltere ve Fransa 19 Şubat 1915'te Çanakkale'ye saldırdılar. 18 Mart'ta büyük bir saldırıya geçen İngiliz ve Fransız donanması, büyük kayıp verip geri çekildi. İngilizler, sömürge ülkelerden topladıkları kuvvetlerini Arıburnu'ndan karaya çıkardılar. Bu arada Yarbay Mustafa Kemal Çanakkale cephesine atandı. 9 Ocak 1916'da Çanakkale düşmandan tamamen temizlendi. 

Çanakkale Savaşı'nın Sonuçları 

250 bin Türk asker ve subayı şehit düştü ve yaralandı. Rusya'ya gerekli olan silah ve cephane ulaştırılamadı. Bu durum Rusya'nın çökmesi ve savaştan çekilmesine neden oldu. Birinci Dünya Savaşı uzadı. Rusya'da ihtilal oldu ve Çarlık Rusya yıkılıp yerine Sovyet Rusya kuruldu.

Savaşın uzaması ve İngilizler'in Çanakkale'de yenilmesi sömürge yönetimlerini zorlaştırdı. Savaşın uzaması, savaşla ilgili olmayan sanayi dallarının gerilemesine neden oldu, bundan da Japonya ve A.B.D. kazançlı çıktı. 

Mustafa Kemal'in Çanakkale'de kazandığı başarı, O'nun daha sonra milli mücadelenin lideri olmasında etkili oldu. 

Rusya'nın Savaştan Çekilmesi 

Savaş, Rusya'da ekonomik sıkıntı doğurdu. Halk, Lenin liderliğinde ayaklandı. Ekim 1917'deki ihtilalle Çarlık Rusyası yıkıldı. Komunist iktidar başa geçti. Komunist iktidar savaşa son vermek istediğini ilan etti. Brest Litowsk Antlaşması (3 Mart 1918) imzalandı. 

Amerika'nın Savaşa Girmesi 

Amerika Birleşik Devletleri (A.B.D.) savaşın başlarında tarafsızlığını ilan etmişti. Ancak Alman denizaltıları, A.B.D.'nin İtilaf Devletleri'ne silah sattığı gerekçesiyle, A.B.D.'ye ait ticaret gemilerini batırmaya başladı. 2 Nisan 1917'de A.B.D. Almanya'ya savaş ilan etti. A.B.D. Nisan 1918'de Avrupa'ya asker çıkartarak savaşa girdi. 

Osmanlı Devleti'nin Savaştan Çekilmesi 

Bulgaristan'ın işgal edilmesi üzerine Bulgar hükümeti 29 Eylül 1918'de Neuilly Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi. Böylece Osmanlı Devleti'nin İttifak Devletleriyle bağlantısı kesildi. 

İttihat ve Terakki Partisi Hükümetten çekildi. 

Yeni kurulan Ahmet Paşa Hükümeti ateşkes istedi. 

30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandı. 

Almanya Versay Antlaşması'nı, 

Avusturya St. Jermen Antlaşması'nı, 

Macaristan Trianon Antlaşması'nı imzalayarak savaştan çekildi.

Neuilly (Nöyyi) Antlaşması 

Bulgaristan ile İtilaf Devletleri arasında imzalandı. 

Buna göre, 

1. Batı Trakya, Yunanistan'a verildi. 

2. Bulgaristan'ın Ege Denizi ile olan bağlantısı kesildi. 

3. Makedonya, Yuanistan ve Yugoslavya arasında paylaşıldı. 

4. Bir kısım toprakları Romanya'ya verildi.

Versay Antlaşması 

Almanya ile İtilaf Devletleri arasında imzalandı. 

Bu antlaşmaya göre, 

1. Almanya 1871'de aldığı Alsas-Loren'i tekrar Fransa'ya verdi. 

2. Almanya'nın bir kısım toprakları yeni kurulan Çekoslavakya ve Polonya'ya verildi. 

3. Sar Havzası kömür madenleri, Fransızların oldu. 

4. Bütün sömürgelerinden vazgeçti. 

5. Ordu ve donanmasını azaltmak zorunda kaldı. 

Saint Germain (Sen Jermen) Antlaşması 

Avusturya ile İtilaf Devletleri arasında imzalandı. 

Buna göre, 

1. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu yıkıldı. Yerine Avusturya Cumhuriyeti, Macaristan Krallığı ve Çekoslavakya Cumhuriyeti kuruldu. 

2. Avusturya-Macaristan'ın topraklarının bir kısmı, yeni kurulan Polonya ve Yugoslavya'ya bir kısmı Romanya ve İtalya'ya verildi.

Trianon (Triyanon) Antlaşması 

İtilaf Devletleri ile Macarstan arasında imzalandı. 

Buna göre, 

1. Macaristan'ın topraklarının bir kısmını Romanya, Yunanistan ve Yugoslavya'ya verildi. 

2. Bosna-Hersek, Yugoslavya'nın oldu. 

I. Dünya Savaşı'nın Sonuçları 

1. Savaşta yenilen devletlerin rejimleri değişti. Merkezi imparatorluklar yıkıldı. 

2. Çarlık Rusya yıkıldı, yerine Sovyet Rusya kuruldu. 

3. Yıkılan imparatorlukların yerine yeni devletler kuruldu. 

4. Arap topraklarında İngiliz ve Fransızların manda ve himayesi altında çeşitli devletler kuruldu. 

5. İsrail Devleti'nin temelleri atıldı. 

6. Dünya barışını korumak için Milletler Cemiyeti (Cemiyet-i Akvam) kuruldu. 

7. Mondros'tan sonra Anadolu'da görülen işgallere karşı bağımsızlık mücadelesi başladı. Bu leyi İngilizlerin diğer sömürgeleri de kendilerine örnek aldı. 

8. Versay Antlaşması'nın getirdiği şartlar, Avrupa'nın siyasi dengesini bozdu ve bu durum İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasına neden oldu. 

9. İngiltere, Dominyon denilen, Kanada, Güney Afrika, Avustralya, Yeni Zelanda sömürgelerine Arabistan, Filistin ve Irak'ı da ekledi. 

Mondros Mutarekesi Mütareke'nin İmzalanmasının Nedenleri 

1. Bulgaristan'ın yenilmesi üzerine; Alman yardımının kesilmesi 

2. Anadolu'da silah ve cephane sıkıntısı çekilmesi 

3. Askere alınacak insan kalmaması 

4. Wilson İlkeleri'ne umut bağlanması 

5. Halk ve ordunun savaştan bıkması 

Mütareke'nin Maddeleri

Egemenlik Haklarını Sınırlayan Maddeler 

1. Karadeniz'e geçiş için Çanakkale ve İstanbul Boğazları açılacak ve Karadeniz'e serbestçe geçiş sağlanacak, Çanakkale ve Karadeniz istihkamları İtilaf Devletleri tarafından işgal edilecek. 

2. İtilaf Devletleri güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde, herhangi bir bölgeyi işgal edebilme hakkına sahip olacak. 

3. Altı Vilayet adı verilen Van, Bitlis, Erzurum, Diyarbakır, Elazığ, Sivas vilayetlerinde bir kargaşalık olursa, İtilaf Devletleri bu vilayetleri işgal edebilecek 

4. Hükümet haberleşmesi dışında, telsiz, telgraf ve kabloların denetimi İtilaf Devletleri'ne geçecek.

Askeri Sınırlamalar Getiren Maddeler 

1. Sınırların korunması ve iç güvenliğin sürdürülmesi için gerekli askeri kuvvetlerin dışındakiler terhis edilecek 

2. İtilaf Devletleri'nin bütün esirleri ile Ermeni esirleri kayıtsız şartsız İstanbul'da teslim edilecek. Buna karşılık Türk esirleri İtilaf Devletlerinin elinde korunacak. 

3. İran içlerinde ve Kafkasya'da bulunan Osmanlı kuvvetleri işgal ettikleri yerlerden geri çekilecek.

Ekonomik Sınırlamalar Getiren Maddeler 

1. İtilaf Devletleri, Osmanlı tersane ve limanlarındaki vasıtalardan yararlanabilecek 

2. Bütün demiryolları, İtilaf Devletleri tarafından kontrol edilecek 

3. İtilaf Devletleri, kömür, mazot ve yağ maddelerini Türkiye'den sağlayacak. 

Mütareke'nin Sonuçları 

1. İtilaf Devletleri önceden imzaladıkları gizli antlaşmaları uygulamaya koydular. 

2. Osmanlı Devleti'nin Boğazlar üzerindeki egemenliği sona erdi. 

3. Yedinci madde uyarınca işgaller başladı. 

4. Osmanlı Devleti fiilen sona erdi. 

5. Osmanlı topraklarında Suriye, Lübnan ve Irak gibi devletlerin kurulmasına zemin hazırlandı. 

6. İşgallere karşı bölgesel direnme cemiyetleri kuruldu.

7. Padişah Mebuslar Meclisi'ni kapattı. 

İtilaf (Uzlaşma-Anlaşma) Devletleri 

İngiltere, Rusya, Fransa, Sırbistan, Belçika, Lüksenburg, Karadağ, Japonya, İtalya, Portekiz, Romanya, A.B.D., Yunanistan, Brezilya ve Çin gibi bir çok devletin katıldığı bir topluluktu. 

I. Dünya Savaşı Sırasında İmzalanan Gizli Antlaşmalar 

Bu antlaşmalar Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı topraklarını paylaşmak amacıyla yapılmıştır. 

Bu antlaşmaların başlıcaları şunlardır : 

Sykes-Picot Antlaşması (1916) : 

Bu antlaşma ile Osmanlı toprakları Rusya, Fransa ve İngiltere arasında paylaştırılmıştır. 

Mac-Mahon Antlaşması (1916) : 

Mısır'daki İngiliz valisi Mac-Mahon ile Hicaz Emiri Hüseyin arasında imzalandı. Arapların Türklere karşı ayaklanması halinde, Arap bağımsızlığının onaylanacağı kabul edildi. 

Londra Antlaşması (1915) : 

İtalya'nın İtilaf letleri'nin safına geçmesi nedeniyle imzalandı. On iki Ada İtalya'ya verildi. İtalya'nın Trablusgarp ve Bingazi üzerindeki hakları kabul edildi. 

Saint Jean de Maurienne (1917) : 

İtalya'ya Anadolu'nun Güneybatısı'nın büyük bir kısmı verilmişti. 

Paris Barış Konferansı ve İzmir'in İşgali

Konferansın Amacı 

1. I. Dünya Savaşı'ndan galip çıkan devletlerin, yenilen devletlerin durumunu belirlemek istemesi. 

2. (asıl amaç) İtilaf Devletleri'nin Osmanlı Devleti'nin topraklarının paylaşım esaslarını belirlemek istemesi. 

3. İtilaf Devletleri'nin aynı zamanda diğer devletlerle yapılacak olan antlaşmaların şartlarını belirlemek istemesi. 

Konferans'ta İngiltere'nin Tutumu 

İngiltere, Ege Bölgesi'nin İtalya'ya değil de Yunanistan'a verilmesini istedi. Nedeni, Akdeniz'de sömürgelerine giden yol üzerinde, güçlü bir İtalya yerine zayıf bir Yunanistan'ın bulunmasıni istemesiydi. Batı Anadoludaki çoğunluğun Yunan olduğu savunuldu. Ege bölgesinin Wilson ilkeleri'ne göre Yunanistan'a verilmesi kararlaştırıldı.

Wilson İlkeleri : 

1. Milletler arasındaki gizli antlaşmalara son verilecek, açık diplomasi usulü uygulanacak 

2. Kara suları dışındaki denizlerde gerek savaş halinde, gerek barış halinde deniz trafiğinin serbest olması sağlanacak 

3. Milletlerin üzerindeki ekonomik engeller kaldırılacak ve milletler eşit sayılacak 

4. Her millet silahlanmayı, iç güvenliğini sağlayacak seviyede tutacak 

5. Sömürgelere ait bütün istekler, egemenlik sorunlarının ilgili halkın çıkarları de dikkate alınarak bir karara bağlanacak 

6. Osmanlı İmparatorluğu'nun Türk nüfusunun yoğunlukta olan kısımları tartışmasız bir şekilde Türk egemenliğinde kalacak, fakat Türklerin egemenliği altında bulunan diğer milletlerin güvenlikleri sağlanacak 

7. Çanakkale Boğazı uluslararası güvence altında bütün milletlerin ticaret gemilerine açık olacak 

8. Dünya barışını ve toprak bütünlüğünü korumak için bir uluslararası cemiyet kurulacak 

9. Galip devletler, mağlup devletlerden toprak ve savaş tazminatı alamayacak

Konferans'ın Sonuçları 

1. Anadolu'nun paylaşılmasına Yunanistan da katıldı. 

2. İngilizlerle İtalyanlar'ın arası açıldı. 

3. Yunanistan'a İzmir ve çevresi ile İstanbul önlerine kadar Doğu Trakya verildi. 

4. İtalyanlara ise Batı Akdeniz kıyıları bırakıldı. 

İzmir'in İşgali 

Paris Barış Konferansı gereği Yunanistan'a verilen İzmir, Yunanlılar tarafından Mondros Ateşkes Antlaşması'nın Yedinci maddesine dayanılarak işgal edildi. Bu işgale tepki olarak da, bu bölgede silahlı direnme güçleri kuruldu.

İşgalin Sonuçları 

1. Yurdumuz parçalanmaya başlandı. 

2. Ege Bölgesi'nde Kuva-yı Milliye güçleri kuruldu. 

3. Yunan ordusu büyük katliamlar yaptı. 

4. Mustafa Kemal Havza'dan genelge yayınladı. 

5. İşgale karşı Amiral Bristol Raporu hazırlandı 

6. İstanbul Hükümeti'nin yetersizliği ortaya çıktı. 

7. İşgal üzerine Rum ve Ermeniler ayrılıkçı faaliyetler başlattı. 

Amiral Bristol Raporu (11 Ekim 1919) : 

1. Katliamlardan Yunanistan sorumludur. 

2. Mondros'tan sonra İzmir ve dolaylarında Rum halkın hayatının tehlikede olduğuna ilişkin Paris Barış Konferansı'na yanlış bilgi verilmiştir. 

3. Yunan askerlerinin bu bölgeden derhal çekilmesi ve yerine İtilaf Devletleri'ne ait askerlerin gönderilmesi gerekir. 

4. İzmir ve dolaylarının Yunanistan'a verilmesi söz konusu olamaz, çünkü burada Türk çoğunluğu vardır. 

Zararlı Cemiyetler

Azınlıkların Kurduğu Zararlı Cemiyetler 

Özellikleri 

Mondros Mütarekesi'nden sonra, ordunun terhis edilmesi ve devlet otoritesinin kalmaması üzerine ortaya çıktı. 

Azınlıklar tarafından, işgalci emellerine hizmet eden kuruluşlardı. Anadolu hareketine ve Türklerin milli devletine karşıydılar. 

Bu cemiyetlerin hepsi Rum Patrikhanesi tarafından yönetiliyordu. İtilaf Devletlerince ekonomik ve siyasi açıdan destekleniyorlardı. 

Wilson İlkeleri'ne göre bulundukları yerlerin kendilerine verilmesini istiyorlardı. 

Mondros Mütarekesi'nin yedinci ve yirmidördüncü maddelerini uygulatmak istiyorlardı.

Mondros Ateşkes Antlaşması'nın 7. maddesi şu şekildeydi : 

"İtilaf Devletleri güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde, herhangi bir bölgeyi işgal edebilecek." 

Mondros Ateşkes Antlaşması'nın 24. maddesi şu şekildeydi : 

Altı Vilayet adı verilen yerlerde bir kargaşalık olursa , bu vilayetlerin herhangi bir kısmı işgal edilebilecek.

Cemiyetler 

Mondros Mütarekesi'nden sonra Türk ordusunun terhisinden cesaret alan bazı azınlıklar, Milli Mücadele'ye karşı bir takım cemiyetler kurmuşlardı.

Mavri Mira 

İstanbul'daki Rum Patrikhanesi tarafından kurulan bu cemiyet, Bizans İmparatorluğu'nu yeniden canlandırmak ve Ege Bölgesi'nde ilerleyen Yunan ordusuna yardımcı olmak amacını güdüyordu. 

Çalışma alanı; 

Bursa, Kırklareli, Tekirdağ, İstanbul ve Bandırma idi. Yunan Kızılhaç, Resmi Göçmenler Komisyonu, Rum okullarındaki izcilik kurumları, Mavri Mira'nın emrinde çalışıyordu.

Trakya ve Yunan Komitesi 

Trakya'nın işgalinden doğan sorunları Yunanistan açısından çözmeye çalışan bir örgüttür. Buradaki milli direnişi ortadan kaldırmak ve tüm Doğu Trakya'nın Yunanistan'a verilmesini sağlamak temel amaçlarıydı.

Pontus Rum Cemiyeti 

Yunanistan'ın milli örgütü olan ve Yunanistan'ın 1829'da bağımsız olmasını sağlayan Etnik-i Eterya Cemiyeti Tarbzon ve dolaylarında bir Rum Pontus Devleti kurmak amacıyla Pontus Rum Cemiyeti'ni meydana getirdi.

Kordos Cemiyeti 

Yunanistan tarafından İstanbul'da "Rum Göçmenleri Merkez Komisyonu" adıyla kurduruldu. Derneğe İstanbul, Trakya, Trabzon, Marmara kıyıları ve İzmir gibi yörelerde düzeni bozma, Yunanistan'dan gelen özel görevlileri Rum göçmeni göstererek Doğu Karadeniz dolaylarına yerleştirme, bu yörelerdeki Rum azınlığı sayıca çoğaltam görevi verilmiştir.

Ermenilerin Kurduğu Cemiyetler 

Daha önceleri Ermenilerin krumuş oldukları "Taşnaksütyun" ve "Hıncak" adlı gizli örgütler milli mücadeleye karşı çıktılar ve işgalcilerle işbirliği yaptılar. Ermeni Patriği Zaven Efendi de Mavri Mira'ya benzer bir örgüt kurup Rumlarla işbirliği yaptı. Zaven Efendi tarafından kurulan bu cemiyetin adı, "Rum-Ermeni Birliği Komitesi" idi. Ermeni İntikam Alayları da, Fransızlardan aldıkları destek ile Adana ve dolaylarında faaliyet gösteriyorlardı.

Yahudi Cemiyetleri 

Yahudilerin çok büyük bir çoğunluğu bölücü çalışmalarda bulunmadı, ancak "Makkabi Cemiyeti" ve "Alyans israilit Cemiyeti" işgalcilere destek verdi.

Milli Varlığa Düşman Cemiyetler Özellikleri 

Milliyetçi amaçlara tamamen karşıydılar. 

Osmanlıcı ve hilafetçiydiler. 

Başat Hürriyet ve İtilaf Fırkası etrafına toplanmışlardı. 

Anadolu hareketine karşıydılar. 

Ulusal örgütlere karşı direniş göstermişlerdir. 

Manda ve himaye taraftarıydılar.

Hürriyet ve İtilaf Partisi 

Kasım 1911'de Trablusgarp Savaşı'nın yarattığı kaos döneminde Ahrar ve Mutedil Hürriyetperveran Fırkalarının birleşmesinden oluşmuştur. İttihat ve Terakki karşıtı olan bu fırka, bağımsızların ve gayr-i müslüm mebusların desteğiyle güçlendi. 

Fırka'nın temel amacı, İttihat ve Terakki iktidarını yıkmaktı. Programında Osmanlcılığı, özyönetimi, özel girişimi, meşrutiyeti ve liberal iktisat'ı savunmaktaydı. 

1912 "sopalı seçimleri" ne kadar iktidarda kalan parti bu seçimde ancak 6 milletvekilini Meclis'e sokabildi. Bundan sonra parti sıkı bir muhalefete yöneldi. "İkdam" ve "Alemdar" gazeteleri partinin yayın organı oldu. 

1913'deki Babıali Baskını'ndan sonra parti dağılmaya başladı. Mahmut Şevket Paşa suikastından sonra bir kısım parti mensubu yargılandı, idam edildi, Sinop'a dürgün edildi ve ordan Avrupa'ya kaçtı.

Cemiyetler 

Bu cemiyetler Mondros Mütarekesi'nden sonra Osmanlı Devleti'nin bağımsız yaşayamayacağını düşünen, Milli Mücadele'ye karşı manda ve himaye yanlısıydılar. 

Sulh ve Selamet-i Osmaniye Fırkası 

Bu cemiyet milli mücadeleye karşı çıkan Damat Ferit Hükümeti'ni desteklemiş, padişah ve halifeye bağlı kalmakla vatanın kurtulacağını savunmuştur.

Kürdistan Teali Cemiyeti 

Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra kurulan bu cemiyet Wilson İlkeleri'nden yararlanarak özerk bir Kürt devleti kurmak için mücadele etmiştir. 

Teali-i İslam Cemiyeti 

İşgalcilerle mücadele edilemeyeceğini, bundan dolayı halifenin etrafında toplanmanın gerekliliğini savunmuşlardır.

İngiliz Muhibleri Cemiyeti 

Bu cemiyetin başkanı bir İngiliz din adamı olan Rahip Fru idi. İşgallere karşı koymanın olanaksız olduğunu savunan bu cemiyete Damat Ferit de üye idi.

Wilson Prensipleri Cemiyeti 

Ülkeyi Milletler Cemiyeti içerisinde diğer devletlerle eşit haklara sahip bir varlık haline getirmek amacıyla kurulmuştur. Kurucularının Amerika Birleşik Devletleri'nin manda ve himayesi altına girmekten yana oldukları bilinmektedir.

Hürriyet ve İtilaf Fırkası 

İttihat ve Terakki Partisi'ne düşman olarak çıkan bu cemiyet, Anadolu'daki milli kurtuluş hareketine karşı en büyük tepkiyi göstermiştir. Bu parti (fırka) Damat Ferit tarafından özellikle milli direnişe karşı yönlendirilmiştir. 

Milli Cemiyetler ve Kuva-yı Milliye

Milli Cemiyetler Kurulmalarındaki Amaç 

1. Mondros Mütarekesi'nden sonra işgallerin başlaması 

2. Mondros Mütarekesi'ne göre Türk ordusunun terhis edilmesi 

3. Devlet otoritesinin kalmaması 

4. Birçok bölgede azınlıkların ayrıcalıklı cemiyet kurması 

5. Padişah ve hükümetin işgallere kayıtsız kalması 

6. Halkın can ve mal güvenliğinin sağlanamaması

Milli Cemiyetler 

Bu cemiyetler, Mondros Mütarekesi'nin hemen ardından, Anadolu'nun işgali üzerine Türk ulusu tarafından kurulmuştur.

Trakya Paşaeli Cemiyeti 

Edirne'de Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan hemen sonra 2 Aralık 1918'de kuruldu. Amacı Trakya Bölgesi'nin Yunanistan'a verilmesini engellemek için Türkleri örgütlemekti. Bu bölgedeki ordu komutanı Cafer Tayyar Paşa tarafından yürütülen çalışmaların sonucunda Lüleburgaz ve Edirne Kongreleri'nde toplandılar ve TBMM'ye bağlanma kararını aldılar. 

İzmir Müdafaa-i Hukuk-i Osmaniye Cemiyeti 

İzmir'in işgalinden önce bu cemiyet önceleri Türklerin haklarını basın-yayın yoluyla savunmaya çalışmış, ancak 2-19 Mart 1919 tarihleri arasında düzenledikleri "Müdafaa-i Hukuk Kongresi" sonrasında silahlı direnişi benimsemişlerdir. Direniş örgütlerine silah sağlanmıştır. 

Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti

İzmir'in işgalinden sonra Ağustos 1919'da Erzurum'da kurulan bu cemiyet, daha önce İstanbul'da kurulmuş olan "Vilayet-i Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti" ne bağlı olarak açılmış, daha sonra İstanbul'dan ayrılarak "Şark Vilayetleri Müdafaai Hukuk-i Milliye Cemiyeti" adını almıştır. Dopu Anadolu'nun Ermenilere verilmesini engellemeye çalışan bu cemiyet Erzurum Kongresi'nden sonra Mustafa Kemal bu cemiyet aracılığıyla öteki cemiyetleri birleştirmiştir.

Klikyalılar Cemiyeti 

Mondros'tan hemen sonra İstanbul'da çalışmalarına başlayan bu cemiyet, daha sonra Adana ve dolaylarına geçerek orada Ermeniler ve Fransızlarla mücadele etmiştir. 

Trabzon Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti 

Bu cemiyet Karadeniz'de bir Pontus Devleti kurmak isteyen Pontus Rum Cemiyeti'ne karşı kuruldu. Diğer yandan da ayrılıkçı emeller peşinde koşan "Trabzon Havalisi Adem-i Merkeziyet Cemiyeti" ile mücadele etti. Erzurum Kongresi'nden sonra "DoğuAnadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" nin şubesi haline geldi. 

Hareket-i Milliye ve Redd-i İlhak Cemiyeti 

İzmir'in işgaline karşı savunma amacıyla kurulmuştur. Redd-i İlhak Dernekleri; Redd-i İşgal, Redd-i İlhak İstihlas-ı Vatan HeyetMilli adları ile ortaya çıkmıştır.

Anadolu Kadınları Müdafaa-i Vatan Cemiyeti 

Bu cemiyet Sivas Kongresi'nden sonra 9 Aralık 1919'da Sivas Valisi Reşit Paşa'nın eşi Melek Hanım'ın öncülüğünde kurulmuştur. A.B.D. Senatosu'na ve Avrupa devletlerinin parlamentolarına telgraflar çekilmiş, ulusal mücadelenin haklılığı anlatılmış, ordu için para ve malzeme toplanmıştır.

Milli Kongre Cemiyeti 

Esat Paşa tarafından İstanbul'da kurulmuştur. (29 Kasım 1918). Basın ve yayınla mücadeleyi benimsemişlerdir. Yazılarla halkın aydınlatılmasına çalışılmıştır.

Ortak Özellikleri 

Amaçları

Türk ulusunun bağımsızlığını sağlamaktı. 

Kendi bölgelerini korumak ve işgalden kurtarmak için kurulmuşlardır. 

Silahlı mücadele ile birlikte, basın-yayın yoluyla da mücadeleyi benimsemişlerdir. 

İhtiyaçlarını bölge halkı karşılamıştır. 

Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri, 

Milli devlet modelini benimsemişlerdir. 

Kuva-yı Milliye 

Kuva-yı Milliye Neden Kuruldu 

Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'ndan yenik çıkması, İtilaf Devletleri'nin Mondros Ateşkes Antlaşması uyarınca Anadolu'da yer yer işgallere başlaması, Ordunun terhis edilmesi ve ülkeyi savunacak bir gücün kalmamış olması, İstanbul Hükümeti'nin işgallere kayıtsız kalması ve halkın can ve mal güvenliğini sağlayacak ler almaması. 

Kuva-yı Milliye'nin Özellikleri 

Kuva-yı Milliye, Ege Bölgesi'nde İzmir'in işgalinden sonra bölge halkının cepheler kurması ile ortaya çıktı. İşgalcilere karşı silahlı direnişte bulunan, bağımsızlık ilkesini benimsemiş olan kişiler tarafından meydana getirilmiştir. Kuva-yı Milliye birlikleri disiplinden yoksun olan düzensiz birliklerdir. İhtiyaçları bölge halkı tarafından sağlanırdı. Sivas Kongresi'nden sonra Temsil Kurulu'na, TBMM'nin açılmasından sonra da Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanmışlardır. 

Kuva-yı Milliye'nin Faydaları ve Zararları 

Temsil Kurulu'na ve TBMM'ye karşı çıkan ayaklanmaları bastırdılar. Milli Teşkilat adına otoriteyi ve düzeni sağladılar. Cesaretli tutumları ile halkın direnişe katılmasını sağladılar. Düşmanın ilerleyişini yavaşlattılar. Kuva-yı Milliye'nin şefleri ayaklanmaları kendi yöntemlerine göre bastırıyordu. İsyancıları kendi hukuk dışı kurallarına göre cezalandırmaları, halkın milli mücadeleye karşı güvensizlik duymasına neden oluyordu. Halktan zorla malzeme ve gıda maddesş sağlıyorlardı. Bu durum halkın milli mücadeleden uzaklaşmasına neden oluyordu. Kuva-yı Milliye birlikleri displinsiz tutumları ile devlet düzenine ters düşüyordu.

Düzenli Orduya Geçiş 

Kuva-yı Milliye'nin düzenli Yunan ordusunu yurttan atacak güçte olmaması, Kuva-yı Milliye'nin halka kötü davranması, devlet otoritesine ters bir tutum içerisine girmesi Kuvayı Milliye'den düzenli orduya geçilmesini gerektirmiştir.

Mustafa Kemal'in Anadolu'ya Gelişi 

Mustafa Kemal'in Anadolu'ya Geliş Amacı Milli bir teşkilat kurup Milli Mücadele'yi başlatmak. Mücadeleyi millete mal etmek. Milli egemenliğe dayalı yeni bir devlet kurmak. İstanbul Hükümeti'nin Mustafa Kemal'e Verdiği Görevler Dokuzuncu Ordu Müfettişliği görevini yapmak. 

Türkler'in Karadeniz'de Pontus Rum Cemiyeti ile giriştiği mücadeleye son vermek, Dağınık halde bulunan silah ve cephaneyi toplamak. Halktan asker ve para toplayan kuruluşları, yani ulusal cemiyetleri ortadan kaldırmak. 

Mustafa Kemal'in Samsun'a Gelişi Mustafa Kemal, 16 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru ile İstanbul'dan ayrıldı. 

Mustafa Kemal, 22 Mayıs 1919'da "Samsun Raporunu" yayınladı. 

Mustafa Kemal, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a geldi. Bu olay Milli Mücadele'nin başlangıç tarihi olarak kabul edildi. 

Genelgeler ve Kongreler

Amaçlar 

Havza Genelgesi 

1. İzmir'in işgaline İstanbul Hükümeti'nin kayıtsız kalması 

2. Tehlikenin büyüklüğünün halka anlatılmak istenmesi 

3. Halkın işgallere karşı tepki göstermesini sağlamak 

4. Milli bir teşkilatın kurulmasının gerekliliğini komutan ve sivil memurlara anlatmak.

Amasya Genelgesi 

1. Türk ulusuna, ulusal egemenliği ve bağımsızlığı anlatmak, 

2. Ulusu ortak bir dava etrafında birleştirmek.

Erzurum Kongresi 

1. Doğu Anadolu'nun Ermeniler'e verilmesini engellemek. 

2. Bu bölgedeki direnme güçlerini birleştirmek 

Neden Erzurum ? 

1. Erzurum galip devletlerin en güç erişeceği vatan toprağıydı. 

2. Kazım Karabekir Paşa'nın henüz terhis edilmemiş ordusu bu bölgede idi. 

3. Doğu Anadolu Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti kongre için hazırlıklar yapmıştı.

Sivas Kongresi 

Amasya Genelgesi'nde Sivas'ta bir kongre toplanması kararlaştırıldı. 4 Eylül 1919'ta Sivas'ta toplandı. 

Amaç; 

1. Bölgesel direnme güçlerini tek çatı altında toplamak, 

2. Milli İradeye dayalı bir meclisin açılmasını sağlamaktı.

Genelgelerin Maddeleri 

Havza Genelgesi 

1. İzmir'den sonra devam eden Manisa ve Aydın'ın işgali tehlikelidir. 

2. Vatan sınırlarının bütünlüğü için ulusal tepkiler daha canlı tutulmalı. 

3. Ulusun katlanamayacağı bu işgallere bir son verilmeli 

4. Büyük devletlerin temsilcilerine ve İstanbul Hükümeti'ne protesto telgrafları çekilmeli 

5. Mitingler yapılmalı 

6. Hristiyan halka saldırı ve düşmanlıktan sakınılmalı

Amasya Genelgesi 

1. Yurdun bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı tehlikededir. Bu karar ile savaşın ve ulusal egemenliğe çağrının gerekçesi halka açıklanmıştır. 

2. İstanbul'daki hükümet, üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerien getirememektedir. 

3. Ulusun durumunu ve davranışını gözönünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için her türlü etkiden ve denetimden kurtulmuş milli bir kurulun varlığı gereklidir. Bu karar ile bağımsız çalışacak ve ulusal iradeyi temsil edecek bir parlamentonun (meclisin) açılmasının gerekliliği ilk kez dile getirilmiştir. 

4. Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır. 

a) Bu karar ile ilk kez ulusal egemenlik ve ulusal bağımsızlık ilkesi dile getirilmiştir. Çünkü bağımsızlık için kararların ulus tarafından verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. 

b) Ulusal Kurtuluş Savaşı yapılırken, kararların ulus tarafından verileceği belirtilip, savaşın yöntemi açıklanmıştır. 

c) Kararların ulus tarafından verilmesi demokrasi ve cumhuriyet anlayışını ortaya koyduğu için, bu karar aynı zamanda yönetim şeklinin değişeceği mesajını da vermiştir. 

d) Egemenliğin ulusta olduğunu belirtmesi ve bağımsızlık ilkesini dile getirmesi nedeniyle ulusçuluk ilkesi benimsenmiştir. 

5. Anadolu'nun her yönden en güvenli yeri olan Sivas'da milli bir kongrenin hemen toplanması gerekmektedir. 

6. Bunun için bütün illerin her sancağından, halkın güvenini kazanmış olan üç delegenin hızla yola çıkarılması gerekmektedir. 

7. Doğu illeri adına Erzurum'da bir kongre yapılacaktır.

Erzurum Kongresi 

1. Milli sınırlar içerisinde vatan bir bütündür, bölünemez. Bu kararla işgalcilere ve emperyalistlere açıkça karşı çıkılmıştır.

2. Vatanın bağımsızlığını Osmanlı Hükümeti sağlayamazsa bunun gerçekleşmesi için geçici bir hükümet kurulacaktır. 

a) Hükümet, devleti idare eden bir organ olduğu için, Erzurum Kongresi'nin bu kararı, ayrı bir devletin kurulacağı mesajını vermiştir. 

b) Erzurum Kongresi, Temsil Kurulu'nun gerektiğinde hükümet görevini yerine getireceğini belirtmekle, milli devletin yürütme organı olacağını ortaya koymuştur. 

3. Kuva-yı Milliye'nin amil ve milli iradeyi hakim kılmak esastır. Burada , "Ülkedeki milli güçleri daha etkili hale getirmek ve milli egemenliği sağlamak gerekmektedir." ilkesi dile getirilmiştir. 

4. Hristiyan halka, siyasal egemenliğimizi ve lumsal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez. Burada, kongre Tanzimat Fermanı'ndan itibaren azınlıklara tanınan ve onların ülkede ayrıcalıklı konuma getiren hakların tanınamayacağını ve ülkedeki herkesin eşit olacağını dile getirmiştir. 

5. Manda ve himaye kabul olunamaz. 

6. Mebuslar Meclisi'nin hemen toplanmasına ve hükümet işlerinin ulusun denetiminde yapılmasına çalışılacaktır.

Sivas Kongresi 

1. Erzurum Kongresi'nde alınan kararlar aynen kabul edilecek. 

2. Manda ve himaye kesin olarak reddedilip hep birlikte bağımsızlık için savaş kararı alınacak. Manda ve himaye altına girmek bağımsızlıktan vazgeçmek anlamına gelirdi. Özellikle Türk Milleti'nin yeni bir savaşı kaldıramayacağını savunanlar manda ve himayeyi benimsemişlerdi. Sivas'ta manda ve himaye reddedilmekle aynı zamanda savaş kararı da alınmış oldu. 

3. Dış ülkelerden ancak insancıl koşullarda ekonomik yardım alınacak. Burada bağımsızlığa aykırı bir şekilde kurulacak her türlü dış ilişki reddedilmiştir. 

4. Ulusun kendi geleceğini saptayabilmesi ve hükümetin başıboş bırakılmaması için Meclis-i Mebusan derhal toplanacak. Bu karar, Amasya Genelgesi'nde alınan "Ulusu, yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır." ilkesi doğrultusunda alınmıştır. Çünkü Meclis'in açılması ile kararları ulus vereceğinden ülkenin ği ile ilgili kararlar ve işler de ulusun denetimine geçmiş olacaktır. 

5. Bölgesel direnme güçleri "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-yı Hukuk Cemiyeti" adı altında birleştirilecek. Bu cemiyet aracılığıyla Kurtuluş Mücadelesi yürütülecekti. Ayrıca cemiyetlerin birleştirilmesi ile, bölgesel mücadeleler, ulusal bir niteliğe kavuşmuştur. 

6. Yurdun her yerinden gelen delegeler, Temsil Kurulu'nu oluşturacak. Burada oluşturulan temsil kuruluna "yürütme organı" olam görevi verildi. Yani bu kurulun bir hükümet gibi çalışması kararlaştırıldı. Ayrıca Temsil Kurulu'nun yurdun tamamını temsil ettiği belirtildi. Burada oluşturulan Temsil Kurulu'nun ilk görevi Sivas Kongresi'nde alınan kararları yürütmekti.

Balıkesir Kongresi 

Amaç : Yunanistan'ın, İzmir'i işgal edip, Ege Bölgesi'nde işgallere başlaması üzerine, mücadele örgütleri kurmak. 

- 26-30 Temmuz tarihleri arasında toplandı. 

- Balıkesir Kongresine sadece Batı Anadolu'dan gelen delegeler katıldı. 

- Amasya Genelgesi'nde alınan kararlar aynen kabul edildi, ayrıca; 

- Yunanlılara karşı savaşmak üzere asker toplanması konusunda kararlar alındı. 

- Padişaha bağlılık belirtildi. 

- Tüm güçlerin birleştirilmesi kararlaştırıldı.

Alaşehir Kongresi 

- 16-25 Ağustos 1919 tarihleri arasında toplandı. 

- Balıkesir Kongresi'nde alınan kararlar aynen kabul edildi. 

Ayrıca; 

- Yunanlılara karşı ölünceye kadar bir savunma yapılması, 

- Bu amaçla silah, cephane toplanması ve halkın askere alınması, 

- Gerekirse Antlaşma Devletleri'nden yardım alınması, yönünde kararlar alındı.

Genelgelerin Sonuçları 

Havza Genelgesi 

Ülkenin her tarafında işgallere karşı protesto ve mitingler yapıldı. İlk miting 30 Mayıs 1919'da Havza'da yapıldı. 8 Haziran 1919'da İstanbul'da büyük bir miting yapıldı. Mustafa Kemal, İstanbul hükümeti tarafından geri çağrıldı. Havza Genelgesi ile milli bilincin uyanması yolunda ilk adım atıldı.

Amasya Genelgesi 

Alınan kararlar ile Kurtuluş Savaşı ilan edildi. Genelgede alınan kararlar, bir ihtilal bildirisi niteliğinde idi. Genelge, Milli Mücadele'nin ilk programı niteleğinde idi. Genelge ile, milli bir teşkilatın nasıl kurulacağı ve yapılacak işler belirtilmişti. 23 Temmuz 1919'da Mustafa Kemal'in müfettişlik görevine son verildi. Mustafa Kemal, İstanbul Hükümeti'ni tanımadığını ve ulusun kendi kaderini kendisinin çizmesi gerektiğini bildirdi.

Erzurum Kongresi 

Kongre sadece Doğu Anadolu için değil, ulusun geneli ile ilgili kararlar aldı. Mustafa Kemal kongre başkanı seçildi. Mustafa Kemal ulusal mücadelenin lideri durumuna geldi. İlk kez vatan sınırlarının nerelerden ibaret olacağı belirtildi. Bağımsızlık ve egemenliğin hiç bir koşul kabul etmeden sağlanmasına karar verildi. İlk kez temsil kurulu oluşturuldu. Temsil Kurulu Başkanlığına Mustafa Kemal getirildi. 30 Temmuz 1919'da İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal hakkında tutuklama emrini verdi.

Sivas Kongresi 

Mustafa Kemal'e karşı ilk muhalefet hareketi başladı. Mustafa Kemal, Temsil Kurulu'nun başkanlığına getirildi. Kongre ihtilalci bir kimlik kazandı. Misak-ı Milli'nin esasları belirlendi. Kurtuluş Mücadelesi'nin yayın organı olarak "İrade-i Milliye" adında bir gazete çıkartıldı. Güneydeki halk direnişlerinin başına subaylar atandı. Ulusal egemenlik ilkesi, padişah ve saltanattan üstün tutuldu. 

Heyet-i Temsiliye'nin Ankara'ya Gelişi ve Amasya Protokolü Heyet-i Temsiliye'nin Ankara'ya Gelişi 

Neden Ankara ? 

Demir yolları ile diğer illere bağlantısı var. 

Cepheleri denetleyebilecek bir konumda, İstanbul ve diğer şehirlerle telgraf bağlantısı var. 

Ankara'ya Geliş Amacı : 

Kurtuluş mücadelesini yönetmek, yakından mek 

Yorumlar

Popüler Yayınlar