Atatürk dönemi: 1923-1938
Atatürk dönemi: 1923-1938
Atatürk Devrimleri
Atatürk İlkeleri olarak bilinen ilkeler doğrultusunda, 1922 ve 1938 yılları arasında hayata geçirilen bir dizi yasal değişiklik yapılmıştır. Bu devrimlerin amacı, Atatürk tarafından; "Türkiye'yi gelişmiş devletler seviyesine çıkartmak" olarak beyan edilmiştir.
Tarihçi Toktamış Ateş, Türk Devrim Tarihi adlı eserinde şunları yazıyor:
"Kemalist Devrim'in özü, felsefe olarak Tanrı egemenliğine dayanan bir monarşiden, halk egemenliğine dayanan bir cumhuriyete geçilmesi; iç siyaset amacı olarak monarşik iktidarın 'kaderci kulları' yerine çağdaş bir cumhuriyetin 'onurlu vatandaşlarını' oluşturmak; dış siyaset amacı olarak da 'tam bağımsızlıktan kesinlikle ödün vermeden', karşılıklı çıkar temeline dayanan eşitlikçi ilişkiler kurmaktı. Tüm Kemalist devrimler aslında bu amaçlara yöneliktir."
Atatürk Devrimlerinin karakteristik özellikleri şöyle sıralanabilir:
Devrimler; bir bağımsızlık egemenlik mücadelesidir.
Türk milletinin çağdaşlaşmasını sağlayan kökten, sosyal bir değişimdir.
İlerleme ve gelişmeyi hedefleyen dinamik bir harekettir.
Millî birlik ve beraberliğe önem verir.
Ayrıca bu devrimler demokratik rejime yönelmiş ve onun savunucusu olmuştur.
İç siyaset
Türkiye'deki tek parti yönetiminin, bugünkü anlayış ve tanım çerçevesinde bir demokrasi olmadığı çok açıktır, tek partili cumhuriyet insan haklarına saygı ve özgürlük kriterleri açısından çok eleştiriye maruz kalmıştır.
Kurtuluş Savaşı döneminden cumhuriyetin ilanına kadar TBMM aynı zamanda hükûmet görevi de yapmıştır. Cumhuriyet Halk Fırkası kurulana değin Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukuk Cemiyeti Meclisteki tek parti olarak bulunmuştur. Mustafa Kemal Türk Devleti'nin aynı zamanda ilk başbakanıdır. Cumhuriyetin ilanına kadar Mustafa Fevzi Çakmak, Hüseyin Rauf Orbay ve Ali Fethi Okyar da Başbakan olarak görev yapmışlardır. Ali Fethi Okyar hem Meclis Hükûmeti hem de Cumhuriyet Hükûmeti Başbakanlığı yapan tek isimdir.
Ali Fethi Okyar, 15 Ağustos 1921'de İstanbul Milletvekilliğine seçilerek TBMM 1. Dönem'e katıldı. 10 Ekim 1921 - 4 Ekim 1922 arasında Dahiliye Vekilliği yaptı. TBMM 2. Dönemde yeniden İstanbul Milletvekili seçildi. 14 Ağustos 1923'ten cumhuriyetin ilanına kadar İcra Vekilleri Heyeti Reisliği ve Dahiliye Vekilliği yaptı. Cumhuriyetin ilk Meclisinin 1 Kasım 1923'teki toplantısında TBMM Başkanı oldu.
İsmet İnönü, cumhuriyetin ilanı ile sonuçlanan süreçte, Mustafa Kemal'le yakın siyasal işbirliği içindeydi. İlk Cumhuriyet hükûmetini kurdu (30 Ekim); aynı zamanda Halk Fırkası (sonradan Cumhuriyet Halk Partisi-CHP) genel başkan vekilliğini üstlendi. Böylece hükûmet ve parti üzerinde otorite kurma olanağı elde etti. Muhalefet partisi olarak kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (TCF) karşısında istediği yetkileri elde edemediği için 8 Kasım 1924'te başvekillikten istifa etti
Atatürk döneminde çok partili hayata geçiş çalışmaları olmuşsa da pek başarı sağlanamamış ve kurulan siyasi partilerin ömrü kısa olmuştur.
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, Ali Fuat Cebesoy, Kâzım Karabekir, Refet Bele, Rauf Orbay ve Adnan Adıvar'ın öncülüğünde 17 Kasım 1924'te kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin 2. siyasi partisidir. 5 Haziran 1925'te kapatılmıştır. Haziran 1926'da İzmir Suikastı sonrasında bazı paşalar tutuklanır ve idam hükmüyle yargılanır. Fakat Kazım Karabekir'in de içinde bulunduğu bu paşalar İsmet İnönü'nün müdahalesi ile idamdan kurtulmuştur.
Serbest Cumhuriyet Fırkası Atatürk'ün istek ve onayıyla, dönemin Paris Büyükelçisi Fethi Okyar'ın başkanlığında Cumhuriyet Halk Fırkası'na karşı biriken hoşnutsuzluk ve tepkileri dağıtmak, hükûmeti sarsmayacak bir muhalefet partisi oluşturmak amacıyla kuruldu.
Ayrıca bakınız: Şark Islahat Raporu, Vatandaş Türkçe konuş!, 1934 İskân Kanunu, 1934 Trakya Olayları, Türkiye'de yerleşim isimlerinin değiştirilmesi Türkiye Cumhuriyeti ve Türkçedeki yabancı kökenli sözcüklerin Türkçe karşılıkları
Dış siyaset
Yeni Türk Devleti'nin uluslararası alanda meşruiyet kazanması Lozan Konferansı ile gerçekleşmiştir. Devlet bağımsızlığına sınırlama getirecek milletlerarası bağlardan uzak kalmayı, barışçı bir politika ile komşularıyla dostluk ilişkilerini geliştirmeyi tercih etmiştir. Kendi içinde kalkınma hareketleri gerçekleştiren Türkiye Cumhuriyeti hem iç hem de dış ilişkilerinde barış ve huzura ihtiyaç duymuştur.
1923-1932 yılları arasında Türk Dış Politikası Lozan Konferansı'nda sonuçlandırılamamış konuların ulusal çıkarlar doğrultusunda çözümlenmesine çalışılmıştır. Bu konular İngiltere ile Musul Sorunu, Fransa ile Kapitülasyonlar ve diğer sorunlar, Yunanistan ile Mübadele olarak sıralanabilir.
İngiltere ile ilişkiler
İngiltere ile ilişkiler Musul Sorunu'na rağmen 1932 yılında Türkiye'nin Milletler Cemiyeti'ne katılması, 1934 yılında İtalya'nın Balkan politikalarına karşı oluşturulan Balkan Antantı ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi görüşmeleri esnasında İngiltere'nin Türkiye'nin yanında yer alması ile daha ılımlı bir hale gelmiştir.
Yunanistan ile ilişkiler
Etabli Anlaşmazlığı Meselesi
SSCB ile ilişkiler
Moskova Antlaşması
Türkiye-SSCB Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması
Fransa ile ilişkiler
Ankara Antlaşması (1921)
Suriye-Türkiye sınırı
Fransa-Türkiye Dostluk ve İyi Komşuluk Sözleşmesi
Bozkurt-Lotus davası
İtalya ile ilişkiler
İtalya-Türkiye Tarafsızlık, Uzlaşma ve Adli Çözüm Antlaşması
İslam ülkeleri ile ilişkiler
Türkiye-Afganistan İttifak Antlaşması
Türkiye-Afganistan Dostluk Antlaşması
İran-Türkiye Dostluk Antlaşması
Yorumlar
Yorum Gönder